SOKAKLAR MEYDANLAR MİSYONER KAYNIYOR DEDİ, SOLUĞU ADLİYEDE ALDI.

Yıllardan beri tanıdığım garip Ramazan. Garip Ramazan, Diyarbakır Ulu camiine kendini vakfetmiş üniversite mezunu, kendi halinde biri. Garip Ramazan gün boyu hiçbir ücret almadan cami temizliğini yapar, ibadetle meşgul olur ve gelen insanlara camiin tarihçesini anlatır. Garip Ramazan Kur’an-ı Kerimden ayetleri mükemmel bir şekilde tefsir ederek, etrafındaki insanlara Ahlak ve İslamın güzelliklerini anlatır. Genelde insanların yaşam, söylem ve inançlarının birbiriyle çeliştiğinden bahseder. Tevhidi anlatma hususunda ikna edicidir. Garip Ramazanı dinleyenler ayrıldıktan sonra düşünmeye dalar ve kendini sorgulamaya başlar. Hasılı insanı gerçeğe yönelmesi hususunda etkili bilgi ve anlatımı vadır. Garip Ramazan son zamanlarda müslüman mahallelerde parayla çalışan ve insanımızı hristiyanlaştırmak isteyen, bedava İncil dağıtan misyonerlerin cirit attığını dikkat çekti.

Ne gariptir ki, Garip Ramazan bu misyonerlerin varlığının tehlikesini anlatmaya başladığı günlerde, hakkında davalar açıldı. Ve noldu biliyormusunuz? Söyliyeyim… Garip Ramazan Bölge mahkemesinde yargılandı ve şu an Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi akliye bölümünde deli raporu verilmiş deli gömleğiyle baş başa. Demek ki bu memlekette hala kirli ve gizli gücü ellerinde bulunduranlar var. Garip Ramazanın suçu nedir? Allah aşkına biri söylesin. Kime zararı dokundu. Hatırlıyormusunuz her şeyi elinden alınan bir çocuk vardı. Öyle bir hale geldi ki, artık dayanamadı ve yaşından büyük sözler söyleyiverdi. O mazlum çocuk öyle bir nara attı ki, ülkesi değil, tüm dünya sallandı. Ne demişti…BEN SİZİ RABBİM ALLAHA ŞİKAYET EDECEĞİM. Şikayet eden mazlum ve şikayet adresi doğru ve sonuç ortada. Hrıstiyan kilisesine, Müslüman camisine gidemez oldu. Mazlumun ahı…benzemez başka şeye. Garip Ramazanı özgür bırakın. O bir mazlumdur. Hazirana günler kala kar ve dolu yağdığına, korona virüsüne şükrediniz. Taş ve ateş yağarsa da şaşmayın. ALMA MAZLUMUN AHINI, ÇIKAR AHESTE AHESTE.